Kedi demek evde sağlam biblo veya süs eşyası kalmayacak demektir, kedi demek yırtık perdeler, tırmalanmış ve tüyü çıkarılmış halılar, tiftik tiftik koltuklar, saksısı boşalmış çiçekler, yırtık pırtık tuvalet kağıtları, peçeteler demektir. Kedi demek mutfakta açıkta hiçbirşey bırakamamak bırakırsanız da onu biraz tüylü görebilmek demektir:) Evde bir böcek veya sineğin çok yaşayamaması cumburlop mideye inmesi demektir.
Kedi demek afacanlık, muzurluk, evde oyun demektir. Canınızın sıkılmaması, en zor anınızda bile yaptığı komik bir hareketle sizi güldürebilmek demektir. Yalnız olduğunuzda sıcacık varlığıyla size arkadaşlık etmektir. Soğuk kış günlerinde ayağınızı ısıtan bir ısıtıcı demektir. Kimi zaman karnınız ağrıdığında üzerinize yattığında ağrıyı kesen ilaç, kimi zaman da ağladığınızda göz yaşınızı silen pati demektir. Kedi demek ailenin vazgeçilmez asil parçası, ailenin yeri geldi mi baş üyesi, evin sahibi demektir.
İşte bu yüzden ne onlarla ne onlarsız:) O kadar bağımlılık yaratıyorlar ki kırdığını döktüğünü bir süre sonra umursamıyorsunuz ve bu görüntüler size komik geliyor. Evet itiraf ediyorum biz artık kedimize göre düzenlenen bir evde yaşıyoruz. Kedi tırnağı geçirmez kumaştan koltuklar, sade bir banyo- ki tüm porselen banyo takımı gözümün içine bakılarak acımazsıca kırılmıştır:)- porselen yerine ahşap süs eşyaları, korunaklı dolaplar, örtüler ve aklıma gelmeyen daha birçok şey.
Ama hepsi için değer:) Buyrun biraz gülelim:))) Bizim her zamanki hallerimiz...